Son günlerden...

Merhaba blog dostlarım,

Tam gaz blog yazmaya devam ederken yine araya dertler girdi ve yazamadım. Merak edersiniz diye anlatmak istiyorum.

10 Mayıs'ta çok sevdiğim ve 6 yıldır sık görüştüğüm bir arkadaşımı aniden bir trafik kazasında kaybettim :( Hatta bugün 45. doğumgününü kutlayacaktı… 2 günlüğüne Mardin'e gezmeye gitti ama bir daha aramıza dönemedi :(  Onun ölümü beni o kadar çok etkiledi ki anlatamam. Bu kadar hayat dolu, neşeli bir kadının aramızdan ayrılmasını bir türlü kabullenemedim. Günümün yarısı onu düşünmekle geçiyor. Bazen durup durup kendi kendime onunla konuşuyorum "ah Nurcan nereye gittin böyle?" diye. Hayattayken onu bu kadar sevdiğimin farkında değildim, ben bu kadar üzgünken kimbilir kızı, annesi, eşi, kızkardeşi ne kadar üzgündür :( Huzur içinde yat Nurcan'cım, burada senin çok seven ve ardından dua edenlerin var, seni çok özleyeceğim…

Geçen Cuma yine acillik oldum. 39 derece ateş ve titreme nöbetiyle yine hastaneye gidip serum vs. desteklerimi alıp eve döndüm. Bu sefer o kadar hastaydım ki ertesi gün bile hala kendime gelemedim. 1 haftadır günde 2000 mg antibiyotikle yaşıyorum, boğaz enfeksiyonum ancak geçti. Resmen süründüm diyebilirim. 1 haftadır bakıcımız da yoktu. Neyse ki dün o da geldi rutin ve sağlıklı hayatımıza geri dönebildik.

Üzüntü ve hastalık sonrasında birşeyler yazacak gücü ancak bugün toparlayabildim. Gecikme için kusura bakmayın. Hem moralim hem de sağlığım çok bozuktu.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

22 Mayıs 2015 Cuma

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

7 Mayıs 2015

Bugün tüm gün bir toplantıda olacağım için ofise gitmeyeceğim. Mesleki toplantılara katılmak bana hem çok iyi geliyor hem de uzun süredir görüşmediğim arkadaşlarımla görüştüğüm için eğlenceli de oluyor. Hasret gideriyoruz.


Güne çok erken başladım, çünkü 08.30'da Zorlu Center'daki Raffles Otel'de olmam gerekiyordu. Arkadaşlarımla Üsküdar sahilinde Bağ Pastanesi'nde buluştuk. 2 küçük peynirli sandviç yedim. Evden n çıkmadan önce 1 çay bardağı kadar da süt içmiştim. Keşke yemeseydim çünkü otelde kahvaltı için harika seçenekler vardı. Sabri Ülker Vakfı konuklarını ağırlamak için son derece özenle hazırlanmıştı. Ortam açık büfenin fotoğrafını çekmek için pek müsait değildi ama ben her zaman ki gibi blogum için rezil olmayı göze alıp yiyeceklerin fotoğrafını çektim :) Tok gittiğim için sadece şekersiz bir sade kahve içip yanında 1 tane hurma yedim. 








Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi'nin bu sene 3. senesiydi. Ben ilk kez katıldım. Geçen yıllarda bir davet almamıştım, bu sefer bu özel toplantıya katılma şansım oldu. Davetiye organize eden arkadaşlarıma buradan da çok teşekkür ediyorum.

Diyetisyenler grubumuz : Nebil Tok, Melis Gerem, Gamze Şanlı Ak, Sanem Apa Doğan, Elif Bilgin, ben, Fatma Koçak, Feyhan Belen ve Elif Erdin Yıldız

Sonraki arada bu sefer az sütlü bir kahve yanında açık büfeden de bazı sağlıklı atıştırmalıklar aldım. Kinoa ile yapılmış güzel bir ikram vardı. Ondan 2-3 tatlı kaşığı yedim. Birkaç pikan cevizi, 1 tane kayısı ve birkaç badem ile beraber oturumlar arasında lezzetli ve sağlıklı bir mola vermiş olduk.



Konuşulan konular oldukça güzeldi ama yeni bir bilgi öğrenmek dışında aslında bir revizyon oldu. Çok önemli beslenme profesörleri konuşmacıydılar. En çok vurgulanan konu her besinden yeterli ve dengeli alınmasıydı. Yani öyle tüm dünyada konuşulan protein diyetlerini gerçek bilim insanları dikkate bile almıyor bilginiz olsun…





Öğle yemeği menümüz de normalden biraz farklıydı. Başlangıç olarak mozarella peynirli domates vardı. Bunun 2 tanesini yedim (yanlış hatırlamıyorsam), ana yemekte somonun tamamını yedim, altındaki yabani pirincin yarısını yedim. Tatlıdan da 1 minik lokma aldım. hiç beğenmedim :(




Sonraki toplantılar arasında yine kahve içtim, ama sohbet etmekten ve ordan oraya gitmekten kahvelerimi hiç tam olarak bitiremedim.

Yıllardır görmediğim 3 üniversite arkadaşımı da gördüğüm için çok mutlu oldum. Keşke daha çok vaktimiz olsaydı.

Çok ciddi dinlerim… Fotoğraf için Can İleriok'a çok teşekkürler

Bu arada ilk kez Zorlu Center'a gittim, güzel bir avm olmuş. En azından açık havada dolaşabiliyorsunuz. Bu gün ki etkinlik sayesinde yine 2 kez motora binip boğazı geçme şansım oldu. İşte bunu yaşadığınızda İstanbul'da olduğunuzu hissediyorsunuz…

Eve geldiğimde tüm günün yorgunluğu üzerimdeydi. Ev halkı lahmacun siparişi vermiş. Aslında evde pırasa vardı ama ben de çoğunluğa uyup 1 tane lahmacun yedim ve 1 bardak da ayran içtim.

Sonra 1 tane de kahve içtim. 




Yarın sabah erkenden Üsküdar'da Berra'nın okuduğu okulda 3. ve 4. sınıflara beslenme eğitimi vereceğim için sunumuma biraz göz atıp yattım.

Ne yoğun bir hafta… İş hiç bitmiyor…

Diyetisyen Serap Orak Tufan

7 Mayıs Perşembe 2015

6 Mayıs 2015

Dün gece blog yazdıktan sonra yatağa girebilmem 01.40'ı buldu. Sonra sabah 05.00'te İnci'nin ağlamasıyla uykuya ara verdim. Sonra da 07.30 derken güne biraz uykusuz başladım. Yine yoğun bir gün olacak…


Evde tost yiyerek kahvaltımı yaptım. Yanında 1 bardak da süt içtim. Benim kadar süt seven bir kadının çocuğu ağzına süt koymuyor inanabiliyor musunuz?

Ofise gidince hemen bir ayılma kahvesinin ardından seanslarıma devam ettim. 13.30'a kadar ara vermedim. Çok kısa bir yemek aram olduğu için eşimle Brandium'a gittik. Bu aralar eve yemeğe gitmiyorum ki İnci bakıcısına alışsın, yoksa biz evdeyken arıza çıkarıyor. Ben de eşimle gezmenin tadını çıkarıyorum :)


Brandium'da Beeves diye bir burgercide sadece 1 çizburger yedim. İçine hardal ve ketçap da koydum ama mayonez koymadım (ki çok severim). Güzel bir burgerdi. Beğendim. Eşimin patates kızartmasından 1 tane aldım. 2-3 yudum da kola zero içtim.



İlerleyen saatlerdeki birkaç randevumun iptal olması üzerine Brandium'da takılmaya devam ettim. Bir arkadaşımla buluştum. Şekersiz bir çay ve az şekerli bir Türk kahvesi içtim. Yanındaki minik çikolatayı da yedim. Mado'da tatlıların yanında oturmamıza rağmen hiç tatlı yemedik. Aferin bize :)


Ofise dönüp randevularımı bitirdikten sonra ofisimin altındaki kuaföre uğrayıp bir fön çektireyim dedim. Ama karnım çok açtı. O nedenle ofisten çıkmadan önce 2 küçük kuru incir yedim. Bu incirler İran inciri, babam getiriyor. Minik minik ve çok kuru. Yapış yapış olmadığı için beğendim. Zaten incirin tazesini de çok severim.

İş çıkışı niye fön çektirdiğime gelelim… Çünkü yarın Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Estitüsü Vakfı'nın 3. sünü düzenlediği beslenme ve sağlıklı yaşam konulu zirveye katılacağım. Sabah çok erken saatte karşıda Raffles Otel'e gitmem gerekiyor. Tüm gün orada olacağım ve büyük ihtimalle hiçbir telefona, maile, soruya zamanında dönemeyeceğim. Randevular ve diğer aksamalar için şimdiden özür diliyorum (biliyorsunuz asistanım yok)


Eve çok geç ve aç geldim. Emine Hanım'ın yaptığı lezzetli mercimek çorbası ve zeytinyağlı pırasanın yanı sıra eşimin yaptığı harika roka salatasından da yedim. 1 dilim de tam buğday ekmeği yedim.



Sonra İnci ile ilgilenirken yaklaşık 10 tane de yeşil erik yedim. Tabi ki tuzsuz!

Blogumu bitirip hemen yatmayı düşünüyorum. Sabah çok erken kalkacağım ve yollara düşeceğim.

Yarın beslenme günlüğüm açısından çok renkli bir gün geçireceğimi düşünüyorum. Raffles Otel'in zirve için hazırladığı yemeklerini denemiş olacağım.

Bu arada bugün twitterdan da yazdım ama dün blogumu okuyan 1810 kişiye buradan da çok teşekkür etmek istiyorum :) Yorumlara en kısa zamanda döneceğim. Acayip yoğun bir hafta geçiriyorum.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

5 Mayıs 2015

07.00'de uyanan İnci ile güne başladım, saat 08.00'e kadar yanıma aldım ve biraz daha uyuduk. Sonra kahvaltısını hazırlayıp yedirdim. Kahvaltı dediysem İnci hala karışım bulamaç yiyor, çünkü tek tek yedirecek olursam çok az yer ve hatta büyük ihtimalle yemez, daha önce kaç kez denedik. Olmuyor olamıyor, her çocuk farklı işte! Bazı anneler bu tarz şeyleri hiç denemiyoruz zannediyor ve iyi niyetli olarak sürekli şunu yap bunu yap tavsiyelerde bulunuyor ve bu beni gerçekten çok mutsuz ediyor çünkü artık insanlara iştahsız bir bebeğin beslenmesinin ne kadar zor olduğunu anlatmaktan yoruldum. Çocuk yemek istemediği zaman yemiyor işte. Ben de hiç takmıyorum artık. Aranızda yetişkin olup da karışım bulamaç mama ile kahvaltı yapan var mı? Yok değil mi? O zaman boşa panik yapmayalım. Çocuk zaten az yiyor varsın mama yesin. Ayrıca bir de şu var ki ben çok yoğun çalışan bir anneyim ve pratik/işe yarar çözümler bulmam lazım. Süper anne olamam. İnci'nin beslenmesine ayıracak çok vaktim yok. Sevdiği ve yiyebildiği şeyleri hazırlamak şu an için tek çözüm yolum.

(Merak edenler için kahvaltıdaki mama içeriği: 1 tam yumurta-beyazına yeni geçtik-, 2-3 dilim peynir, çok az tereyağ, çok az keçi sütü-200 ml günlük keçi sütü 3 günde bitiyor o kadar az yani-, 1 dilim tam buğday ekmeği, 1 kaşık pekmez. Tereyeğ, peynir ve yumurtayı omlet yapıp pişiriyorum. 1 dilim ekmeği sütle ıslatıp eziyorum. İçine pekmezi koyuyorum. Sonra da omleti ekliyorum. Bu şekilde yaparsam tamamı en fazla 10 dakikada bitiyor. Tek tek verecek olursam 1 çay kaşığı peynir bile yemez o derece iştahsız ve katı yemeyi reddediyor, napsın daha 12 dişi var)

Neyse şimdi kendi beslenmeme geçeyim…

1 bardak süt ve kaşarlı tost eşliğinde kahvaltımı yaptım. Çok az domates ve salatalık da yedim.

Roma'ya giden danışanlarımdan dolayı derin bir Roma aşkı duymaktayım :)


Ofise gidince 1 kupa şekersiz Tchibo kapsül kahve içtim. O kadar yoğun bir gün ki bakalım bu günü kaç kahve ile tamamlayacağım?
Maillere, telefonlara dönemeyecek kadar yoğun bir gün geçirdiğim için kendime Hello Kitty'de yemek ödülü verdim. 2 saatlik bir aram vardı o arada eşimle yemek yedim. Bonfileli bir salata ve yanında 2 dilim kadar ekmek yedim.  



Palladium'da 1 kahve içtik ve pasta kaçamağı yaptık. Bu pastaya bayıldım, tatlı çok sevmem ama pastayı her zaman severim. Kahvem az şekerliydi, pastanın da 1/3 ünü yedim.

İşim bittiğinde saat 19.30'du. Ofisten çıkmadan önce bir danışanımın getirdiği bu çikolatalardan 1 tane ağzıma attım. Gerçekten o kadar yoğun bir gündü ki morale ve enerjiye ihtiyacım var. Daha eve gidip beni sabah 09.30'dan beri görmemiş kızımla ilgilenmem ve ona akşam yemeğini yedirmem lazım. Dün akşam da ona 1 avuç kadar mantı haşlamıştım, tek tek kendi yemişti. Bu akşam da öyle yaptım. Bu ara mantı çiğnemeyi yeni öğrendi, eskiden tek tek yutuyordu. Eskiden dediğim 1 hafta önce yani :) Annesi gibi mantıcı olduğu için seviyor. Aslında evde patlıcan yemeği vardı, sebze yedirsem daha iyi olurdu ama İnci'ye yemek yedirecek halim yoktu malesef :(


Emine Hanım çok güzel bir etli patlıcan yemeği yapmış, ellerine sağlık. 1 porsiyon patlıcan yemeği ve yanında yoğurt yedim. 2 dilim de tam buğday ekmeği (Doygun) yedim. Haa bir de mutfağa girince baktım bir muzun köşesi kalmış, İnci'nin yememiş ben yedim.


Aslında bir etkinlikte çok güzel ekşi mayalı bir ekmek buldum ama inanın internetten sipariş vermeye fırsat bulamadım. En kısa zamanda bir sipariş vereceğim. Taze Mutfak'ın kurucuları benim gibi evde ekmeğini yapmak isteyen ama yapmaya zaman bulamayanlar için üretmiş, ben de denedim ve çok beğendim. Ayrıca güven de duydum. Çünkü kendi çocukları doğduktan sonra sağlıklı besinler üreten bir çiftin girişimi olduğu için ebeveyn hassasiyeti ve özeni de söz konusu. Bu kadar işimin arasında evde ekmeğimi kendim yapayım gibi bir hayalim yok artık takdir edersiniz :) ee hazır yapılmışı var ;)

İnci'ye yoğurt yedirirken kendim de 1 fincan kahve içtim. Blog yazabilmek için geç yatmam gerekiyor.


İnci 22.40'da uyuyunca da 1 kase çilek yedim ve biraz dinlendim. Sonra da bilgisayarımın başına geçtim. Şu an saat 00.50. Postu yayınlayıp yatmayı düşünüyorum. Yarın bugünden de yoğun bir gün olacak…


Bugün tükendim, ben uyumaya gidiyorum…

Diyetisyen Serap Orak Tufan

5 Mayıs 2015 Salı

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

4 Mayıs 2015

Bu sabah güne 06.00'da başladım. Bu kız böyle saat başlarında veya buçuklu saatlerde uyanmayı nasıl başarıyor acaba? Saat 08.00'e kadar uyutmaya çalışsam da pek başaramadım, o uyudu ama ben o yanımdayken uyuyamadım.

Emine Teyze gelmeden çoktan kahvaltımızı yaptık. Bu öğün sorunsuz geçti. İnci'nin oldu bitti bir iştah sorunu var zaten. Geçen hafta kontrole gittik 22 aylık İnci Hanım 11,340 kg hala! 12 kg olamadık kaç aydır pes…

Kahvaltıda hemen tahmin edeceğiniz üzere :) kaşarlı bir tost yedim. Yanında 1 bardak günlük süt içtim. 1-2 dilim domates ve salatalık da yedim. 



Ofiste yine yoğun bir gündü. Gider gitmez şekersiz 1 kupa hazır kahve içtim. Bu hafta yine katılacağım bir toplantı nedeniyle 1 günüm kapalı olduğu için randevularım sıkıştı. Her hafta illa bir program oluyor.

Öğlen yemeği için 1,5 saatlik bir boşluğum vardı o arada eşimle Palladium'a gittik. Gitmeden önce 1 dilim Wasa yemiştim. 

Bilakis'ten ızgara tavuklu bir salata ve domates çorbası yedim. Tavuk dilimlerinden 1 tanesini eşim yedi. Ben de onun Arby's patates kızarmasından minik minik 2 tane aldım :) Salatanın yanında 1/2 tam buğday ekmeği de yedim. Bu ekmek 50 gram yani diyette 2 dilim ekmek yerine geçiyor. İHE büfelerinden veya marketlerden alabilirsiniz.


İnci'ye oyuncak alıp ofise döndük. Gidince tek şekerli bir Türk kahvesi yapıp içtim, sonra da işime baktım. 19.00'a kadar doluydum.



Eve gidince biraz İnci ile ilgilenip sonra yemeğe oturabildim. Saat 20.00'ye doğru yani.

4 tane dünden kalan çiğ köftelerden (fotoğrafta 3 olabilir birisi önden gitti :) , 1 tane zeytinyağlı enginar ve biraz da kıymalı tam buğday penne makarna yedim. 1 bardak da ayran içtim. Haftasonu yaptığım çoban kavurmadan da vardı ama çok yağlı olduğu için yemedim.

Yemekten sonra şekersiz 1 Türk kahvesi daha içtim. Günde ortalama 3 kahvem mutlaka oluyor. Genelde çay pek içmiyorum hele yazın asla! Ben kahve insanıyım :)

Bu satırları yazmadan önce de 3-4 tane çağla yedim. Yine karnım biraz acıktı. Birazdan mutfağa ufak bir tur atmaya gideceğim…

Birşey yemeden yatmaya gittim, çünkü saat 01.00 oldu. Çok da uykum vardı...

Diyetisyen Serap Orak Tufan

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

3 Mayıs 2015

Dün blog yazdığım için huzur içinde uyumuşken gece 03.30'da İnci'nin ağlama çığlıkları ile uyandım. Galiba kabus gördü, çünkü saçma şeyler sayıklıyordu. Salona gidip oturalım dedi. Aslında 2-3 haftadır gece deliksiz uyuyordu, ne oldu anlamadım. Saat 5.30'da uyumaya ikna ettik nihayet. O saatte oje şişeleriyle bile oynadık.

Tabi İnci de uykusuz kalınca sabah hep beraber geç kalktık. Karnımız iyice acıkmıştı. İnci'yi doyurmak benim, Pazar kahvaltısını hazırlamak eşimin görevi oldu.

10.30 civarında kahvaltımı yaptım. Fotoğraftaki omlet diliminden 2 parça yedim. Omleti eşim yaptığı için ne kadar peynir koydu, ne kadar yağ koydu bilmiyorum ama 4 yumurta koyduğunu söyledi. Ben de afiyetle yedim :) 2 dilim tam buğday ekmeği, 1 parça örgü peyniri, domates, salatalık dilimleri, birkaç yaprak kuzu kulağı ve 1 dilim de Köysel marka kabak reçeli (kirece yatırılmış kıtır kıtır) yedim. Şekersiz 1 bardak çay içtim. 

Kahvaltıdan 2 saat sonra kadar tek şekerli bir Türk kahvesi içtim.



Bugün akşama doğru arkadaşlarımız gelecek ve çiğ köfte günü yapacağız. Ama öncesinde 1 tane zeytinyağlı enginar yedim, çünkü şekerim düştü.



Tüm hazırlıklar bitince saat 18.00'de eşimin yaptığı çiğ köftelerden (içinde çiğ yağsız kıyma var) 10 tane ve yanında 1 kase de cacık yedim. 1 bardak da acılı şalgam suyu içtim. Marul ve taze nane de yedim tabi… Ha bir de 1/2 lavaş yedim.




Yemekten sonra 1 fincan çay içtim. Sonra da şekersiz bir Türk kahvesi daha içtim.

Bu satırları yazarken de 1 bardak kola zero içtim. Sarımsaklı, soğanlı çiğ köfteleri yiyince içim yandı tabi :)

Aslında şu an karnım da acıktı. Eğer iştahıma hakim olabilirsem sadece yoğurt yer yatarım, olamazsam az önce yanımda çıt çıt çekirdek yiyen eşime uyup 1 kase çekirdek de yiyebilirim. Bakalım…

Dayanamadım çekirdek yedim :)



Diyetisyen Serap Orak Tufan

3 Mayıs 2015 Pazar

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

Merhaba Mayıs 2015 :)

İnci 22 aylık
Süprizzzz :) bugün kendimi ve kelimelerimi toplayıp blog yazmaya başlıyorum, hadi Bismillah! yüzümü kara çıkartmam umarım…

Aslında bir kaç gün önce süper bir blog yazısı yayınlayacaktım, yazı herşeyiyle tamamdı ama teknoloji kurbanı oldum :( Meğerse bilgisayarım kayıt yapmamış (sık sık otomatik olarak yazılanı kaydediyor aslında, bu sefer yapmamış). Sayfayı ön izleme yapmak için güncelleyince herşey tamamen yok oldu!!!! Akşamın bir vakti neredeyse ağladım diyebilirim :( ilk işim tansiyonum düzelince buzdolabındaki bir şişe birayı kapıp açmak oldu. Birkaç yudum alınca gerçekleri kabullenip sağlıklı düşünmeye başladım. Birayı da bitiremedim. Resmen üzüntüden iştahım kapandı!

Neyse o bölümü ayrıca yazacağım, çünkü katıldığım bir etkinlikle ilgiliydi ve sizinle paylaşmak istediğim bir konu. Koca postun silindiği aklıma geldikçe hala acayip moralim bozuluyor.

Gelelim son günlerden haberlere…

3. bakıcı girişimimiz başarıyla sonuçlandı :) Artık İnci için referanslı, yeni bir bakıcımız, evin mutfak işleri için de süper bir yardımcım var. Emine Hanım geçen hafta işe başladı, biz kendisinden çok memnunuz ama İnci resmen kadına kök söktürüyor, aslında hepimize sayılır çünkü yemek yemiyor, uyumuyor, arıza çıkarıyor ama herkes bunların çok normal olduğunu söylüyor. Yavaş yavaş alışacaktır. Biz yedirince yemeklerini yiyor yaramaz :) Sigorta konusunda da sorun çıkarmadı, ilk günden açık ve net oldu bize karşı.

Eski yeteneksiz bakıcım yemek yapmayı bilmediği için evin tüm yemek işleri bendeydi. Eve 19.00'dan sonra gelen çalışan bir kadın olarak çok yoruluyordum. O nedenle şu an Emine hanım'ın yaptığı yemeklerle resmen yeniden Lale Devri'me başladım diyebilirim. Ayrıca bakıcımız Hataylı olduğu için mutfak konusunda çok da becerikli. Maşallah diyelim :) Annemler de gitti bu arada…

Artık beslenme günlüğüne dönelim…

Son 1 ayda psikolojik nedenlerden dolayı yeme davranışımda biraz sapmalar oldu (eski bakıcının hırsız çıkması, yeni bakıcı arayışları, eşimin işten ayrılması, iş yoğunluğu vs.). Bazı akşamlar cips, bazı akşamlar pasta, bazı günler de fazla hamur işi kaçırdım. Neyse ki çok kilo almamışım, bugün tartıldım 56,7 kg olmuşum. Fazla değil ama biraz yağlanmışım, %21 olan yağ oranım %23 olmuş :(

Biraz sade beslenirsem herşey yoluna girecektir. Panik ve umutsuzluk ve hatta boşvermişlik yok! Asla! Yaz da geliyor zaten ;) otel rezervasyonu bile hazır…

Gelelim bugün yediklerime…

Sabah 2 dilim İHE organik tam buğday ekmeği ile yapılmış kaşarlı tostumu yedim, yanında sadece 2 yudum süt içebildim çünkü evde günlük süt bitmişti.

Ofise gidince şekersiz 1 kupa hazır kahve içtim. Artık ofise eşimle gidiyorum. Yeni bir ofis arkadaşım var yani :)

İş çıkışı İnci ve eşimle Migros alışverişi sonrası eve gelince, hazır pişmiş 1 tencere zeytinyağlı enginarı görünce o kadar mutlu oldum ki, eşim bana 30 tane gül alsa o kadar mutlu olurum yani! Şu güzelliğe bakar mısınız?


Bol garnitürlü 1 tane enginar yedim. Çok lezzetli ve tam damak zevkime uygundu. Emine Hanım'ın ellerine sağlık… 3-5 tane de penne makarna yedim. 

İnci'ye yemek yedirip uyuttuktan sonra yaklaşık 12 tane iri çağla yedim. Tabi ki tuzsuz! Hipotroid hastası biri olarak zaten çok ödemli olabiliyorum, fazlasına gerek yok!

Çağla mevsimi

Sonra da mama sandalyesinde servis edilen :) 1 Türk kahvesi içtim ve blog yazmak üzere bilgisayar başına oturdum. Biraz sonra da akşam yemeği için mutfağa gireceğim (eşim enginar yemez de- hatta 2-3 çeşit sebze dışında sebze yemez)

Evdeki son durum bu :)



Migros'tan aldığım kuzu kuşbaşı o kadar yağlıydı ki yemek yaparken resmen midem bulandı, iştahım kapandı. Tekrar gittiğimde bunu şikayet olarak ileteceğim. Yani resmen yağa para vermişiz. Ayıp yani…

Yemek yaparken karnım acıktığı için kardeşimin yaptığı minik bir parça poğaça yedim.

Akşam yemeğimi 19.00 civarında yedim. Pişirdiğim çoban kavurma çok yağlı oldu ama neyse ki domatesi, soğanı, biberi boldu. Pilavı da eşim yaptı. O da az yağlı olmuş. Böylece dengeyi sağladık :)

Biraz çoban kavurma, pirinç pilav ve salata yedim.



Saat 21.30 civarında da yaklaşık 2 porsiyona eş değer olabilecek kadar çilek yedim. Gerçekten güzeldi.


Yatmadan önce acıkınca 2/3 kase kadar yoğurt üzerine 1 yemek kaşığı dolusu yulaf ezmesi koyup yedim. Yulaf ve yoğurt karışımına bayılıyorum, biraz bekleyip yulaflar yumuşayınca daha güzel oluyor. Bazen akşam yoğurtlarını İnci'ye de böyle yediriyorum. Hatta bazen İnci'nin tarhana çorbasına da koyuyorum pişirirken. Özellikle bebekler için barsaklara ve kabızlığa çok iyi geliyor. Bebeğiniz keçi pisliği gibi kaka yaptığında mutlaka yulaf yedirin.



Gün bitti :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...